17 Şub 2011

Bıçak

Titreyen elleriyle bıçağın sapını kavradı. Aynı anda tüm vücuduna yayılan dehşet dalgası bir an için kanını dondurdu. “Yapamayacağım…” dedi kendi kendine. Hemen ardından bu düşünceleri zihninden kovdu. Bıçağın sapını daha sıkı kavrayarak yukarıya kaldırdı. Biran gözlerinin yansımasını gördü bıçağın soğuk çeliğinde, tekrar ürperdi ve yeni bir titreme dalgası geçirdi vücudu ama bu defa daha kısa sürmüştü. “Yapamazsın bunu…” dedi kafasındaki ses. “Başaramazsın…” yeter… diye bağırdı. Sesi gecenin içinde kaybolurken söyledikleri karşısında tüyleri diken diken oldu. Kararını vermişti ve biran önce uygulamalıydı. Aksi takdirde bir daha yapamayacaktı, bir daha gösteremeyecekti aynı cesareti. Saniyenin onda birinden daha kısa bir sürede elindeki bıçağı ters cevirdi ve tüm gücüyle göğsüne kalbinin biraz üzerine sapladı. Soğuk çelik göğsünün içinde ilerlerken tarifi imkânsız bir acı tüm vücuduna yayılmaya başlamıştı bile. “Acele etmeliyim…” diye düşündü, bilincini kaybetmeden önce yapmalıydı planladığı şeyi. Göğsüne sapladığı bıçağı iki eliyle birden kavradı. Tüm gücüyle sapladığı yerden aşağı doğru çekerek bir yarık oluşturdu. Acı daha da arttı. Acıya aldırmadan açılan yarıktan içeriye elini uzattı. Kıpırdayan bir şey arıyordu içeride ve bilincini kaybetmeden birkaç saniye önce kıpırdayan şeyi kavrayarak yerinden çıkardı. “Başardım…” diyebildi sadece elinde kıpırdayan şeye bakarken.

2 yorum:

  1. işte o bendim ve geldim
    hani unutmaz ya filler asla ben de öyle


    neyse benim hocam yabancı değil


    saman ekibinden : yavuz selim uysal

    :D
    :D

    YanıtlaSil